Amerikalilar tarafindan inanilmaz derecede ovulen vadi, bize cok da ilginc gelmedi acikcasi. Genel olarak bol yesilin icinde yasayan Amerikalilara bu corak arazi ilginc gelmis olmali:))
Vadinin diger bir ozelligi de "Bad Water" denilen bolgesinin deniz seviyesinin 855 metre altinda olusu. Boylesine derin bir yer haliyle asiri sicakti. Arabamizin gostergesi burada tam 50 dereceyi gosterdi:))
Death Valley'den ayrilirken "Kapadokya Amerikalilarin elinde olsa, neler soylerledi acaba?" diye dusunmeden kendimizi alamadik:))
Dunya'daki en buyuk kanyon olan Grand Canyon, tam 5000 km2'lik bir alani kapliyor.
Bu bolge Kizilderili Hualapai Kabilesi'ne ait. Butun bolgenin sahibi onlar. Kendi yonetimleri ve guvenlik gucleri var. Grand canyon oldukca buyuk bir alani kapliyor. Bizim gittigimiz yer henuz yeni turizme acilan bati ucu idi.
Bu da, kanyonun bati kismina gecen yil yapilan cam platform... Platforma, kirilma tehlikesine karsi, fotograf makinasi da dahil herhangi bir ozel esya ile cikmak yasak. Platformun tabani da camdan ve alti derin bir ucurum...
Dogal hayati korumak icin kanyonun etrafina hicbir koruma yapilmamis. Geziye baslarken dikkatli olmamiz konusunda uyarildik. Ama biz yine de asagida gordugunuz tepenin en ucuna kadar ciktik. Tepenin sivri ucunda gorulen noktalar Serdar ve ben:)) Oldukca heyecanliydi...
Kanyon'dan aksam uzeri yola ciktik ve buyuleyici sehir Las Vegas'a dogru yola koyulduk... Vegas fotograflari da baska bir gune...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder