31 Mayıs 2008

CHICAGO

Amerika'ya geldigimizden beri gormeyi istedigimiz ancak bir turlu firsat bulup da gidemedigimiz son sehir Chicago idi. Gectigimiz ay nihayet orayi da gorebildik...
.
8 saatlik bir yolculugun ardindan nam-i diger "windy city" yani "ruzgarli sehir"e ulastik. Gercekten adinin hakkini cok guzel verdi Chicago. Zira gezi boyunca donduk!



Ilk duragimiz sehir merkezindeki unlu "Milenyum Park" oldu.


Parkta gorulmesi gereken iki bolumden ilki; hareket halinde insan yuzlerinin bulundugu dev ekranlar. Bu ekranlar karsilikli iki tas bloktan olusuyor ve goruntudeki kisi arada bir mimik hareketleri yapiyor. Bir muddet sonra da dudaklarini uzatarak agzindan su puskurtuyor:))





Gece cektigim fotografta daha net gorunuyor...




Parkta gorulmesi gereken bir diger bolum de "cloud gate" adli, dev bir fasulye tanesini andiran bu celik yapi. Etraftaki goruntuler uzerine yansidigindan ilginc bir goruntu sergiliyor gercekten de...


Milenyum Park'in ardindan hemen yakinlarda bulunan Grand Park'a dogru yuruduk. Bu park, icerisinde 1927 yilinda yapilmis olan oldukca buyuk bir fiskiyeyi barindirmasiyla unlu. Fiskiyenin adi "Buckingham Fountain"...

Grand Parktaki gezimizi tamamladiktan sonra sehrin en unlu caddesi olan "Michigan Avenue"da biraz yuruduk. Amerika'daki diger butun buyuk sehirler gibi Chicago sehir merkezi de devasa gokdelenlerle dolu...


Daha sonra Michigan Caddesi'nden asagiya dogru yuruduk ve Michigan Golu kiyisindaki "Navy Pier" adli rihtima ulastik.




Navy Pier, Chicago sehir merkezinin tam karsisinda bulunan, oldukca hareketli, civil civil bir yer.

Oldukca fazla okul gezisiyle karsilastik burada. Ayrica, bir grup liseli gencin bando gosterisi vardi...


Gezinti yapilan yol uzerinde cesitli barlar, kafeler ve hediyelik esya dukkanlarinin bulundugu kapali mekanlar mevcut. En sonunda ise buyuk bir deniz feneri var...
.
Rihtimin hemen ust kisminda da bir lunapark var. Lunaparktaki donmedolabi gorunce binmeden gitmeyelim dedik:))
.
Bu fotografi da donme dolabin tepesinden cektim...
.


Chicago'ya gelmeden once yapmayi tasarladigimiz seylerden biri sehrin tam ortasindan gecen Chicago Nehri uzerinden Michigan Golu'ne dogru giden botlardan birine binmekti. Neyse ki uygun bir saat bulabildik ve bu turu gerceklestirdik. Her ne kadar biraz usumus de olsak gercekten bu turu yapmaya degdi...
.
.

Tur boyunca nehrin iki yakasinda bulunan binalar mimari ve tarihi acidan tanitildi...


.
Chicago 1871 yilinda buyuk bir yanginla yerle bir olmus ve ardindan yeniden insa edilmis. Bu nedenle de oldukca duzenli ve mimari acidan gelismis bir sehir...
.
.
Tek tuk de olsa yangindan kurtulan tarihi binalar mevcut olmasina ragmen cogunlugu modern binalar olusturuyor.
.
Nehirdeki gezinin ardindan bot Michigan Golu'ne dogru yol aldi ve yukarida bahsettigim "Navy Pier" civarinda bir tur atarak bizi aldigi yere birakti.
.
Chicago gezimizin son duragi; Amerika'nin en yuksek, dunyanin ise ucuncu yuksek binasi olan "Sears Tower" oldu. Kulenin tepesine cikmadan once kulenin yapimini anlatan bir film izledik. Kulenin mimari, sigara paketinden sigara alirken olusan goruntuden esinlenerek binayi dizayn etmis. Bu nedenle fotografta da goruldugu gibi bina uzunlu kisali birkac kolonun birlesiminden olusmus...


Kulenin tepesine aksam uzeri ciktik ve gunbatimina kadar oradaydik... Iste kulenin tepesinden birkac acidan cekilmis Chicago fotograflari...



Sehrin ortasindan gecen Chicago Nehri buradan oldukca net seciliyor...

Iste bunlar da gunes batarken cektigimiz fotograflar...





Genel olarak Chicago'yu begendik ama en yakin rakibi olan New York'un eline su dokemez bence:))

Gezimizin ertesi gunu Pittsburgh'a donerken, donus yolumuz uzerindeki Indianapolis ve Columbus'u kisaca turladik. Boylece bir tasla uc kus birden vurmus olduk:)) Onlarin fotograflari da pek yakinda...


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba ben oğuzhan bu resimler çok güzel çok beğendim iyi eğlenceler

oğuzhan

Adsız dedi ki...

Teyzeciğim sizi çok özledim türkiye daha güzel hadi gelin :(

Oğuzhan