31 Ekim 2006

Cadilar Bayrami



Kendi Bayramlarimiz bitti sira Amerikalilarin Bayramina geldi:)) Bugun Amerikalilarin "Halloween" yani "Cadilar Bayrami"...

Cadilar Bayraminin kokeni yuzyillar oncesine dayaniyor. Efsaneye gore Ortacag Avrupasi'nda her yil 31 Ekim gunu olulerin ruhlari, yasayan insanlarin ruhlarini ele gecirmek icin dunyaya gelmektedir. Bunu onlemek icin de insanlar o gece korkutucu kiliklara girerek ve evlerinin onune korkunc semboller yerlestirerek ruhlari kacirmaya calisirlar. O donemin en korkutucu sembollerinden biri de cadilardir. Bu yuzden en cok cadi kostumu kullanilir.






Ancak, tabii ki gunumuzde Halloween artik bu anlamini yitirmis... Artik sadece eglenceyi cok seven Amerikalilar icin bir "eglence" firsati olarak gorulmektedir. Pek cok Amerikali hazirliklara 1-2 hafta oncesinden basladi. Kostumler alindi ve evlerin onune bayramin sembolleri yerlestirildi. Butun marketlerde bol bol kabak satildi. Kutlamalar ise hafta sonundan basladi. Cumartesi gecesi yolda yuruyen bircok kostumlu insana rastladik. Yalnizca filmlerde gordugumuz bu sahneleri yasamak, bizim icin de ilginc bir deneyim oldu tabii.







Bugun de Ingilizce kursunda bir parti yapildi.


.

Amerikalilarin hatta bazi yabanci ogrencilerin giydigi kostumler oldukca komik ve eglenceliydi. Ingilizce ogretmeni Elaine kralice ve Kursun sekreteri de mini mouse olmus:))

.



.

Kursun muduru de serif olmayi tercih etmis:))

.



.

Bu da benim favorim.. Adi Omer, Suudi Arabistanli.. Kursun maskotu, bugun herkesi yine cok guldurdu. Kostumu zaten kendi ulkesinin kostumu, bir tek maskeyi ilave etmis, o da cok komik olmus:))

.



.

Bu arada kursa birer balkabagi getirmemiz de istendi. Once bize balkabagini nasil oyacagimiz ogrettiler. Biz Turkler bu konuda oldukca basariliydik diyebilirim:)

.
.

Iste bu da benim oydugum balkabagi:)) Nasil, korkutucu olmus mu??
.
.
Ardindan parti basladi... Sadece Ingilizce degil, Arap ve Latin Amerika muzikleri esliginde de bol bol dansettiler...








Onlar dansetti, biz seyrettik... Bizim icin oldukca farkli ama bir o kadar da eglenceli bir gundu.... Ne diyelim, bunu da gormek varmis:)))


30 Ekim 2006

Cumhuriyet Bayraminiz Kutlu Olsun


Hepimizin Cumhuriyet Bayrami kutlu olsun...

Insan ulkesinden uzak olunca milli duygulari daha da bir yogun oluyor. Dun, "Pittsburgh Turk-Amerikan Dernegi" tarafindan duzenlenen Cumhuriyet Bayrami balosuna katildik. Iyi ki de katilmisiz. Duygusal anlar yasadik. Turk Bayragi karsisinda Istiklal Marsi okurken gozlerimiz doldu. Insan bazi seylerin degerini uzaktayken daha da iyi anliyor.
.

Balo, Pittsburgh'un en unlu restoranlarindan biri olan Le Mont Restoran'da yapildi. Le Mont sehrin en yuksek noktasinda bulunan ve tepeden nehri ve hemen hemen tum sehri gormeye olanak saglayan bir restoran. Restoranin kendisi de hostu ama asil harika olan manzarasiydi.






Pittsburgh'un sehir merkezi icin kucuk Manhattan diyorlar. Belki biraz abatmislar ama bu manzarayi gorunce pek de haksiz degiller diye dusundum dogrusu. Manzara gercekten etkileyici...



Balo, Dernek Baskani tarafindan yapilan acilis konusmasi ile basladi. Ardindan Cumhuriyet Bayrami ile ilgili bir sunum yapildi. Daha sonra yemekler yendi ve en son eglence faslina gecildi.












Eglence kisminin bu kadar "eglenceli" olacagini dusunmemistim dogrusu. Ama gercekten cok eglendik, bol bol dans edip oynadik. Muzikler de oldukca iyi secilmisti. Bu arada yapilan cekiliste bir adet el orgusu şal kazandim. Bu basarili organizasyon icin Pittsburgh Turk Amerikan Dernegi calisanlarina mutesekkiriz. Ellerine saglik... Daha nice bayramlarda bulusmak dilegiyle...

24 Ekim 2006

IYI BAYRAMLAR

.
Ulkemizden ve sevdiklerimizden uzak gecirdigimiz ilk bayram buruk ama yine de keyifli gecti... Elimizden geldigince bugunu ozel kilmaya calistik ve buradaki yakinlarimizla birlikte bir nebze olsun bayrami yasadik...
.
Hepinizin bayramini kutlar, seker tadinda bir bayram gecirmenizi dileriz...
.
Sevgilerimizle...

22 Ekim 2006

Pittsburgh'da Sonbahar


.
Kim demis sonbahar huzun verir diye. Biz bugun cok neseliydik valla:) Bugun arkadaslarimizla birlikte havanin da guzel olmasindan faydalanarak sehre bir saat mesafedeki bir alisveris merkezine gittik. Yolda giderken de bol bol fotograf cektik. Pittsburgh'un yesil yollari artik sadece yesil degil: sari, turuncu ve kirmizi.... rengarenk....
.

.
Yolda giderken doga ile icice ilerliyorsunuz. Heryerde agac var, turlu turlu agaclar. Agaclarin cesitliligi de iste boyle bir renk cumbusune yol acmis.

.
Alisveris merkezine gitmeden once yolumuzun uzerindeki gole ugramadan gecmiyoruz. Bu artik adet haline geldi. Gol yolunda birbirinden guzel evler var. Sonbahar olmasina ragmen cimlerin hala yesil olmasi da cok ilginc. Sanirim buranin nemli havasindan kaynaklaniyor. Yoksa hersey dogal, ozel olarak falan bakilmiyor yani.

.

.
Gol gercekten muhtesem. Burada piknik yapmak hatta mangal yakmak serbest. Ama Ramazan ayinda oldugumuz icin piknik plani bir baska gune erteleniyor. Umarim onumuzdeki gunlerde yazdan kalma birgun bize izin verir de piknigimizi yapabiliriz. Yoksa bekle ki bahar gelsin:))
.
. .


.
Gol kenari da yine rengarenk. Cok fazla goruntuleyemedik ama bir suru de marti vardi. Birkac ufak yelkenli de golun tadini cikariyordu.
.




Bu golde yuzen sey de mi ne?? Tanistirayim, adi Gilbert. Birlikte oldugumuz arkadaslarimiz Aylin ve Ergul'un dunya tatlisi ogullari Eray'in en sevdigi oyuncagi daha dogrusu oguncagiydi. Artik sadece hatiralarda kaldi, cunku Eray tuttugu gibi gole firlatti ve almak da mumkun olmadi tabii. Bu, Eray'in ilk vukuati degil, daha once suya atilmis bir cep telefonu, televizyon kumandasi, fotograf makinasi gibi vukuatlari mevcut ve hatta New York'taki nehre gomulmus bir cift ayakkabisi bile var. Su gorunce dayanamiyor cocuk, ne yapsin:))
.

.
Attiktan sonra cok guldu ama arkasindan da boyle bakakaldi... Walla ne yalan soyleyeyim ben de cok guldum, olan Gilbert'a oldu.. Seni ozleyecegiz Gilbert:)))
.


.

Gol kenarinda fazla kalmadik cunku alisveris merkezi ve indirimler bizi bekliyordu. Alisverisimiz de gercekten cok eglenceliydi, o da artik baska bir yazinin konusu....
.




14 Ekim 2006

YENI BLOGUM...


Amerika'ya geldigimden beri mutfakla Turkiye'dekinden daha icice hale geldim. Cunku hem uc ogunu evde yiyoruz, hem de daha bol vaktim var. Dolayisiyla yeni yemekler denemek icin firsatim da oluyor. Yorucu oldugu da oluyor ama yemek yapmaktan cok zevk aldigim icin hele bir de ortaya guzel birsey de cikarsa yorgunlugum cabucak geciyor.

Mutfagin disinda da elisleri ile ilgilenmek bana cok keyif veriyor. Her ne kadar kurslardan, gezmelerden cok vakit kalmasa da vakit buldukca taki ya da tig isleri yapiyorum.

Iste butun bunlari birkac arkadasimin onerisiyle sizlerle paylasmaya karar verdim. Sizler de sorularinizi ya da yorumlarinizi sag alttaki "comments" bolumune yazabilirsiniz. En kisa surede cevap verecegimden emin olabilirsiniz. Yeni blogu goruntulemek icin buraya ya da sol taraftaki 'YemekveElisleri' linkine tiklayabilirsiniz. Vatana millete hayirli olsun...

09 Ekim 2006

Ciftlik Macerasi

Dun sabah erkenden kalktik ve arkadaslarla birlikte sehre 1 saat mesafede bulunan bir ciftlige sebze toplamaya gittik. Benim icin ilginc bir deneyimdi, cunku hayatimda hic dalindan taze sebze toplamamistim.


Arkadaslarimiz daha once Italyan komsularinin tavsiyesiyle gitmisler ve cok memnun kalmislardi. Cunku sebzeler hem taze hem de marketlerin ucte bir fiyatina satiliyor. Italyan kari koca bize yine eslik etti. Maria ile bir yandan sebze topladik bir yandan da sohbet ettik. Italyanlar gercekten bize cok benziyorlar, Maria da klasik bir Turk teyzesi gibi cocuklarini ve torunlarini uzun uzun anlatti. 40 yil olmus Amerika'ya geleli, uc cocugu ve alti torunu varmis. Cok sevdik bu cifti, umarim arkadaslara oturmaya gittigimizde yine karsilasiriz.


Dalindan sebze toplamak gercekten buyuk keyifti. Onlarca kilo sebzeyi topladik, sepetlere doldurduk ve ciftligin sahibi sepetlere soyle gozkarari bakti ve sadece otuz dolar istedi.

Bu arada Halloween yani Cadilar Bayrami yaklastigi icin heryerde oldugu gibi bu ciftlikte de bolca balkabagi vardi.


Bu kucuk balkabagi da arkadasimizin oglu Yigit. Cok seker masallah. Annesinin tesadufen giydirdigi turuncu tisortuyle balkabaklarinin arasina cok yakisti:)

Iste bunlar da topladigim sebzelerin bir kismi... Ben bu Amerika'da Turkiye'de yapmadigim bir suru sey yapiyorum walla. Yogurdumu kendim yapiyorum, hamur aciyorum, tursu kuruyorum eh bir ciftcilik eksikti onu da yaptim cok sukur:)))

08 Ekim 2006

Schenley Park ve Phipps Botanik Bahcesi


Cuma gunu evde yapacak pek bir isim yoktu ve Phipps Botanik Bahcesinin o gun ucretsiz oldugunu duymustum. Otobuse atladim ve sora sora Schenley Parkin icindeki bu harika bahceyi buldum.

Otobusten indikten sonra bir kopruden gectim ve kopruden manzara muhtesem gorunuyordu. Sonbahar renkleri yavas yavas olusmaya baslamisti. Birkac hafta sonra manzara cok daha guzel olur diye dusundum. Nitekim sonradan ogrendim ki, sonbaharda Pittsburgh o kadar guzel oluyormus ki baska sehir ya da eyaletlerden fotograf cekmeye geliyorlarmis.

Schenley Park Pittsburhgh'daki diger parklar gibi oldukca buyuk bir alana kurulmus, yemyesil bir park. Insanlar yuruyus yapmak icin uzaklardan bu parka geliyorlar. Cimlerin uzerine bir ortu atip gunesleniyorlar... Ama simdilerde hava sogudugu icin sadece spor yapanlara rastladim...


Phipps Botanik Bahcesi de Schenley Parkin ortasina kurlumus kocaman bir sera. Seralar icice yapilmis ve her serada degisik isilarda ya da degisik gunes acilarinda dunyanin heryerinden getirdikleri bitkileri yetistirmisler. Bazi seralarda da cesitli konseptler olusturmuslar.





Seraya ilk giriste etrafinda cesit cesit agaclarin yer aldigi bir havuz var. Guzel kokular ve fondaki guzel muzik esliginde gezmeye basliyorsunuz.


Sagdaki ilk serada gokkusagi konsepti olusturmuslar.. Top top kirmizi ciceklere bayildim...

Bir diger serada gol canavari konsepti var. Heryerinden sular fiskiran bir canavar ve baliklar...

Nasil becermisler bilmiyorum ama bazi duvarlarda da cesitli bitkiler yetistirmisler. Ben en cok bunu begendim...

Sadece kaktus ve benzeri bitkilerden olusan diger sera... Bunlar gibi daha bircok sera vardi ama kalabaliktan dolayi iyi resimler cekemedim.

Niluferler de harikaydi...


Botanik bahcesindeki gezimi seralarin yan tarafinda duzenlenen cok guzel bir bahcede tamamladim. Arkada gorunen de Pittsburgh Universitesi'nin binasi. Burada istenirse dugun yapilabiliyormus, eminim cok hos bir dugun olur...

Botanik Bahcesine ilkbaharda bir daha gitmeyi dusunuyorum. Cunku mevsim itibariyle en guzel cicekler ilkbaharda oluyormus. Kismet, bakalim eger o zaman da gidebilirsem bu sefer daha bol fotograf ceker ve sitede yayinlarim...